Diyabet, insülin üretimi veya aktivitesindeki yetersizlikten kaynaklanan ve hiperglisemi ile karakterize olan multifaktoriyel metabolik bir hastalıktır. Diyabet hastalarında ileri dönemde görülebilen komplikasyonlar arasında diyabetik cilt problemleri yer almaktadır. Diyabetik yaralar diyabetli hastaların %25’ini etkilemekte ve genellikle alt ekstremite ampütasyonları ile sonuçlanmaktadır. Diyabetik hastalardaki iyileşmeyen kronik yaralar; kalıcı hiperglisemi, enfeksiyon, yüksek oksidatif stres, mikrovasküler komplikasyonlar ve kronik inflamatuar yanıt nedeniyle son derece karmaşık bir patofizyolojiye sahiptir. Diyabetik yaraların tedavisi, çok yönlü patofizyoloji nedeniyle tıp camiası için her zaman zor olmuştur. Bu durum çok ciddi ekonomik ve psikososyal sorunlara yol açmaktadır. Diyabetik yaraların tedavisinin zor ve sınırlı olması alternatif tedavi arayışlarını artırmıştır. Nanoteknolojideki son gelişmeler, diyabetik yaraların tedavisinde yeni ufuklar açmaktadır. Özellikle nanofiberlerin yapısının hücre dışı matriksin yapısına benzemesi (fibroblastların bağlanmasına, büyümesine ve göçüne elverişli bir ortam) ve böylece yarada yeni cilt dokusu oluşumunu desteklemesi bu konuda kullanımını konusunda avantajlar sağlamaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar koenzim Q10 ve Hypericum perforatum ’un hem hipoglisemik hem de antioksidan etkilerinin bulunduğunu göstermektedir. Biz de çalışmamızda bu bulgulardan yola çıkarak koenzim Q10 ve Hypericum perforatum-yüklü nanopartiküllerin gömülü olduğu nanofiberlerin diyabetik yara tedavisindeki etkilerini göstermeyi amaçlamaktayız. Böylece nanoteknolojinin avantajları ile önemli antioksidanlardan ikisi olarak kabul edilen bu iki ajanın diyabetik yaraların tedavisinde bir araya getirilerek daha güçlü bir tedavi oluşturmasını planlamaktayız.